Tuttuğum takıma hitaben;
Güzel günlerimiz oldu seninle. Gerektiğinde güldük, gerektiğinde ağladık. Asla senden utanmadım, utanmayacağım da. Herkes hakkında atıp tutuyor. Sabırlı davranıyorum. Ama sabrın taşınca da ağızlarının payını verebiliyorum.
Seni izlerken ağladığımda oldu. Çok iyi hatırlıyorum Ts-BJK maçı.. Bütün mahalle bizim evde. Fenerlisinden tut galatasaraylısına kadar herkes oradaydı. Maç iyiydi ama burası kötüydü. Herkes tsyi tutuyordu. İlk yarıyı önde kapattığımız maçı yenildik. Maç bitince herkes hatta dünya üstüme geliyormuş gibi oldu. Herkes bağırıp çağırıyordu. Sonra arkadan bir el omzumdan tuttu. Babamdı.. Kötü olduğumu gördü. "Takma kafana. Bu uğurda yenmekte var yenilmekte. Sen üstüne düşen görevi yaptın. O'nu destekledin." dedi. Küçük bir çocuk aklıyla hayaller kurmaya başladım. BEŞİKTAŞ... ilk on biri Kurtuluş savaşında şehit düşen takım. Nize şerefli ikincilikleri olan takım. Semtiyle öne çıkan bir takım.
Senden utanmak bir an bile aklıma gelmiyor. Utananlar utansın. Bir Gün Değil Her Gün BEŞİKTAŞ. Neden BEŞİKTAŞ diye soranlara:
Neden mi BEŞİKTAŞ ? Çünkü; Siyah-Beyaz başlamıştı her şey. Fotoğraflar Siyah-Beyaz'dı... Yazlık sinemalar Siyah-Beyaz'dı... Gözümüzün kara, alnımızın ak olması öğretildi hep... Kara gecelerde Beyaz sayfalara döktük içimizi... Kara sevdalarımız oldu, Beyaz umutlarla beslediğimiz... Ve gün gelecek kara toprağa beyaz kefenlerle gireceğiz hepimiz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder